RESSAM HÜSAMETTİN KOÇAN’IN ‘AYAĞIMDAKİ DİKEN’ SERGİSİNİN AÇILIŞI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Baksı Müzesi Kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın kişisel sergisi ‘Ayağımdaki Diken’in açılışı gerçekleştirildi.
Baksı Müzesi’nde düzenlenen açılış törenine Maliye Bakanı Naci Ağbal, Vali Ali Hamza Pehlivan, Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu, İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır, davetliler ve vatandaşlar katıldı.
Açılış öncesi konuşan Maliye Bakanı Naci Ağbal Bayburt’un Merkeze bağlı Bayraktan Köyü’nde bulunan Baksı Müzesi’ni sadece müze olarak değerlendirmediğini ifade etti. Baksı Müzesi’ni bölgedeki tüm insanları mutlu etmek ve onlara değer katma çabası olarak gördüğünü dile getiren Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Bu açıdan çok kıymetli ve takdire şayan. Bizim gibi dışarıdan gelip de buraya şaşkınlıkla bakan ve dış mekân ve iç mekan arasında bir karşıtlık gibi görünen fakat derine inildiğinde farklı olmayan bir yer. Bu açıdan Baksı Müzesi’ni çok kıymetli bir eser olarak görüyorum.” dedi.
Bakan Ağbal, Müze Kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan ile ortak bir geçmişi paylaştıklarını söyledi. Farklı ideallerle gurbete göç ettiklerini ve bu anlamda geçmişlerinin benzer olduğunu dile getiren Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Hiç birimiz zihinsel olarak, duygusal olarak ve vicdan olarak bu topraklardan kopmamışız. Bence bu Bayburt’un ve Bayburtluların övünmesi gereken bir durum. Bayburt’ta yetişen, büyüyen aynı duyguyu, düşünceyi, vicdanı bütün Bayburtlu kardeşlerimde görüyorum. İyi ki; Bayburt var. İyi ki Bayburtlular var.” ifadelerini kullandı.
‘Ayağımdaki Diken’ isimli sergi ile 44’üncü kişisel sergisini açan Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ı tebrik eden Bakan Ağbal, “Birazdan sergiyi gezeceğiz. Kendi iç dünyamızdan bir bakışla eserlere bakabilirsek, benim gibi, Hüsamettin Hocam gibi bu dağlarda, bu ovalarda anıları olan herkes o anılardan bir kısmını burada bulacaktır. Bazen renklerde, bazen objeler üzerinde, bazen formatta, bazen de benzetme yoluyla mutlaka bulacaktır. Bu coğrafyada üretilen bir güzellik var. İnşallah 44’üncü sergi bu zenginliğe bir değer katacak. İnşallah hepimizi heyecanlandıracak. Baskı Müzesi çok uzun bir zaman Bayburt’a ve Türkiye’ye kendi köklerinden çıkan, geleneksellikle yoğrulmuş bir formatta sanatın evrenselliği noktasında katkı sağlar. ” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Vali Ali Hamza Pehlivan ise Baksı Müzesi’nin bir insanın doğduğu topraklara sadakatinin en güzel örneği olduğunu ifade ettiği konuşmasında Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın tecrübelerinin ‘Ayağımdaki Diken’ isimli sergiyle Türkiye’ye bir gül bahçesi olarak sunulduğunu belirtti. Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’la benzer anılara sahip olduğunu bildiren Vali Ali Hamza Pehlivan, “Ben de Rize – Hemşinli bir kardeşiniz olarak yaylalarda çok zaman geçirdim. ‘Vartivor Vakti’ denilen bir vakit vardır bizim yaylalarda. Orta Vakit anlamına gelir. Orta Vakit’te herkesin ailesi köyden yaylaya gelerek ziyarette bulunur. Ziyarete araçlarla gelme imkânı olmadığı için yüksek tepelerden insan siluetleri görünür. Herkes kendi yakınını ayırt etmek ister. Bizde kardeşlerimizle yüksek bir tepeye çıkar, ‘Acaba babamız geliyor mu?’ diye yollara bakardık. Beni de naçizane o günlere götürdü hocam. Demek ki herkesin bu ifadelerden, bu sanat eserlerinden alacağı bir pay var. Biz de kendi payımıza düşeni bu anlamda almış olduk.” diye konuştu.
Göreve başlamasının üzerinden iki haftaya yakın bir zaman geçtiğini aktaran Vali Pehlivan, “Bu süreç içerisinde en çok zikredilen mekânlardan birisi Baksı Müzesi oldu. Bu müze gerçekten özel bir müze. Hem konumu hem de içeriği itibariyle… Belki Bayburt Merkez’inde olsaydı bu kadar dikkat çekmezdi. Fakat burada adeta bir özverinin ve memleketine karşı duyulan sevgi ve sorumluluğun bir timsali olarak burada yükselmiş. Baksı Müzesi İnşallah bugün açılışı yapılacak sergi ve bundan sonraki birçok etkinlik vesilesiyle inanıyorum ki ilimize ve bölgemize çok önemli katkılar yapacaktır. Bundan sonraki süreçte bizlerde kurum ve kuruluşlarımızla birlikte başta Sayın Bakanımızın da destekleriyle ilimizde kültür ve turizm çalışmalarının daha ileri noktalara gelmesi ve bu bağlamda Uluslararası ödül sahibi bu müzemizin şehrimizle daha entegre bir şekilde yoluna devam etmesi hususunda üzerimize düşen katkıyı gerçekleştireceğiz.” dedi.
İnsanoğlunun doğduğundan bu yana hep daha iyi ve sorunsuz bir dünyaya sahip olma çabasında olduğunu ve bu düşüncenin hiçbir zaman değişmediğini aktararak sözlerine başlayan Baksı Müzesi kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan da, insanoğlunun bu doğrultuda Modernizm ve Küreselleşme gibi formüller ürettiğini söyledi. Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, Modernizm ve küreselleşmenin beklentileri karşılamakta yeterince başarılı olamadığına atıfta bulunarak “Bu bir ikilem. Bu ikilem aynı zamanda insanı mutsuz kılan, kimliğiyle ilgili tartışma alanları yaratan, ön yargılara neden olan bir durumdur. Yani bu ikili bizi evimizden uzaklaştırdı. Tekrar evimize dönebilmeyi hep deniyoruz. Hep bu evde olabilme ve kendi öykümüze sahip çıkabilmeyi istiyoruz. Onun için birilerinin bu duruma biraz sessiz de olsa kafa tutması lazımdı. Baksı Müzesi aslında böyle küçük bir kafa tutmadır. Yani herşeyi merkeze taşıyan, kimliksizleştirerek araçsallaştıran bir sisteme karşı; ‘Benim sizin tayin ettiğiniz kültürel coğrafyaya itirazım var. Doğduğum yere gidip orada yeni bir merkez oluşturacağım. Oradaki insanlarla birlikte yeni bir enerji yaratacağız.’ demektir. Aslında bu büyük bir hedef. Çok da büyük bir hedef fakat bizim ki karınca kararınca. Baksı Müzesi’nin bir yanıyla böyle muhalif bir yanı var. Diğer yanıyla çağı yakalayıp, gidenleri geri çağırarak buradaki insanlarla daha güzel bir dünya için daha çok üretmek ve daha çok birliktelik ortamlarını yaratmak istiyor. Bu açıdan Baksı Müzesi’nin asıl amacı göçü engellemektir. Bulunduğumuz yerde hayat daha mutlu mesajı vermektir.” Değerlendirmesinde bulundu.
Baksı Müzesi’ni kendisinin en büyük sanat yapıtı olarak tanımlayan Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, “Bu icat ettiğimiz mekanın içerisine yeni birşeyler koymak gerekti. Orada da müracaat ettiğim kaynak kendi öz yaşamım. Son yıllarda şunu söylemeye başladım. Kalbinizi aklınızla birleştirin. Kalbiniz olmadan aklınızla yaptığınız şey insani olmayabilir. Onun için vicdan denilen kavram üzerinden ancak aklımızla yürüyebiliriz. Fakat yanında duygusu ve duyarlılıkları olan akıl ile birlikte. Bu nedenle kendi çocukluğuma, geçmişime, deneyimlerime kalbimi öne çıkararak yeni bir yaklaşım sergiledim. Ve burada bu yaklaşım beni çocukluğuma doğru bir yaklaşım anına denk düşürdü. Burada gördüğümüz sergi içerisinde altmış yıl önce burada çobanlık yapan ‘Hüsamettin’ ile babasının mezarını bekleyen ‘Hüsamettin’e ulaştım. Oradaki hayat çok saf, yalın ve derinlikliydi. Kendi içinde masalları, ninnileri vardı. Onun için onları tekrar hatırlamak bu sergiye denk düşmüştü. Bu sergi benim yoğunluklu olarak çocukluğuma götüren ve oradaki malzemeyle çağdaş bir dil üreten bir sergi oldu.” şeklinde ‘Ayağımdaki Diken’in serüvenini anlattı.
Konuşmaların ardından sergi açılışını gerçekleştiren Maliye Bakanı Naci Ağbal, Vali Ali Hamza Pehlivan, Milletvekilleri Şahap Kavcıoğlu ve Mihrimah Belma Satır ile birlikte sergide yer alan eserleri inceleyerek ve Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’dan bilgi aldı.
